24 Ekim 2009 Cumartesi

Alaturka

Biz göremedik ya o devri,

Anlatır dururlar abilerimiz

Alaturka gençliği…

Ulan ne biçim çağdayız !

Artık dedikodu bile yapmıyorlar,

Çekirdek çitleterek

Mahallenin kadınları…

Hayatımda hiç mektup pulu görmedim…

Mektup mu kaldı oğlum !

Postanedeki amcalar pişti oynuyor…

Özenip yazdım,sırasının altına koyma hayaliyle Nermin’in,

Sırasının altı yok ki,mübarek sıra değil sanki…

Eski sıraları özlüyorum,paslanmış suntadır ya hani…

Hiç sobalı sınıf görmedim,klimasız yapamaz bizim çocuklar…

Ulan şair mi olacaksın ,bırak şu Nermin’i,

Beğenir mi zannettin , Rıfat Bey’in jipli çocuğu varken seni…

Hediye alınmış bir elmastan daha fazlasını verebilir mi senin şu kafiyesiz şiirin,

Kimse beğenmiyor,benden başka okuyanda yok zaten..

Eski filmlerden siyah- beyaz’a yakın renkli kareler geçiyor aklımdan

Sahi öylemiymiş gerçekten varoş sokaklar,

Varoşlar bile artık evlerinde içiyorlar çayı…

Bir sahnesine hayranım hayatımın,

Çingene teyze çiçek satar,devrimci gençlerin kirlettiği pembe gecekondunun önünde,

Çiçekçiler bile takımelbiseli şimdi,gecekondular işhanına dönüşeli…

Dedemin fotoğraflarda hep ispanyol paça pantolan ile poz vermesi,

Ve anneannemin elinden hiç düşürmemesi 5 numara şiş ve yeşil yünü,

Şimdi kazak ören de yok,anneannem bile bıraktı

Büyük anne diyordu değil mi ingilizler,biz ninede deriz bazen…

Bayramlarda şekerde toplamıyor artık kısa şortlu çocuklar,

Yoksa tesadüf müdür şortun ingilizce bir kelime olması…

Ve her bayram 15 gün sarkıyor bir öncekinden,

Her bayram 15 gün daha soğuk geçiyor bir öncekinden…

Uykuya yenik düştü diye,

Yılbaşı gecesi TRT’de sahneye çıkan şarkıcıları izleyemeyen annem

Hep hüzünlüdür bu yüzden…

O zaman TRT tek kanal,

Yılda bir kez görüyorsun yani Ajda Pekkan’ı…


Mahallenin kızlarını sinemaya götüren babamdan biliyorum, Nur sinemasını…

Gazoz en büyük eğlence o zaman...

Oysa ne çok isterdim,

Perdedeki siyah-beyaz türk filmine inat ; renkli bir aşkın ilk ve son demlerini yaşarken,

Bir kızın elini ilk defa tutmanın ne demek olduğunu

Ve sevgilimin adının;

yeşilçam’ın o zamanlardaki furyası olan başroldeki melek yüzlü kadınla aynı olması..

Afife’ de olabilir, Jale’de..

Nalan’dır genelde..

Oysa hiç Nur sinemasına gitmedim ben,

Bir kızın elini ilk defa tutanda olmadım hiçbir zaman ,

Ve sevgilimin adı da geçmedi hiçbir filmde…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder